Bedeviyye’yi diğer tarikatlardan ayıran vasıf her şeyinin kırmızı oluşudur. Hz. Peygamber’in cuma ve bayram günlerinde kırmızı cübbe giymesinden kaynaklandığı yazılıdır. Seyyid Ahmed el-Bedevi, “Kendim için bu kırmızı sancağı ihtiyar ettim, hayatımdan ve ölümümden sonra da…” buyurmuş, vefatından sonra da bedeviler tarafından kırmızı örtü edinmek alamet-i farika sayılmıştır. Seyyid Ahmed el-Bedevi’nin ceddinden bilinen büyüklerin de kırmızı hırka giydikleri bilinmektedir. Bedevi dervişleri açık kırmızı renkte arap bedevilerinin kullandığı bir yaşmak da kullanmışlardır.

Rifaiyye, Bedeviyye ve Sadiyye tarikatlarında siyah, kırmızı beyaz ve yeşil renklerden kuşak (şed) bağlanmaktadır. Bedeviyyeninki kırmızıdır.

Şemle, deve yününden mamul edilen kırmızı renkte bir kumaştır. Başa sarıldığından imame adı da verilmiştir.

Sancak, kırmızı zemin üzerine etrafı yeşil kenarlı ve çerçerevelidir. Örtü zemini kırmızı olup sancak üzerine çeşitli ayeti kerime ve hadisi şerifler yazılıdır.

Bedevi tacı şerifi on iki dilimlidir. Pamuktan mamul edilip, kubbesi kırmızı çuhadandır. Kubbenin üzerinde aynı kumaştan ismi nebiye işaret eden bir düğme bulunur. Tacı üzerine yine kırmızı renkli bir destar sarılır.

Tığ-ı bend, yünden mamul bir ipliktir. Derviş kefene sarılırken şeyhi tarafından boğazına bağlanır ve ihvanın huzurunda üç Fatiha-i Şerif ile üç ukde yani düğüm bağlanır.
Birinci düğüm Hakk ile birliğine, ikinci düğüm Peygamber Efendimiz’in nübüvvetine, üçüncü düğüm Hz. Ali’nin velayetine dikkat çekilir.

Bedevi tekkelerinde mihrabın sol tarafında bulunan Bedevi sancağındaki arapça yazıda “ Hz. Peygamber buyurdu ki: Ebu Bekir ve Ömer bendendir, başımdaki gözlerim gibidir, Osman b. Affan ağzımdaki lisanım gibidir, Ali b. Ebu Talip bedenimdeki ruhum gibidir. Ali beşerin en hayırlısıdır. Kim bunu inkar ederse küfre girmiştir. Hayatımda ve vefatımda Ali benim halifemdir.” yazmaktadır.